Cumhurbaşkanı Aliyev’in konferansa gönderdiği mesaj, Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev tarafından okundu.
Cumhurbaşkanı Aliyev, mesajında "Ne yazık ki İslamofobi, son dönemde küresel düzlemde daha belirgin ve sistematik bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Şu anda bu olumsuz eğilim yalnızca belli bir ülkede değil dünyanın birçok yerinde gözlemlenmektedir. İslam’a karşı düşmanlık, Müslümanlara karşı nefret ve hoşgörüsüzlük giderek daha da yaygınlaşmakta ve keskinleşmektedir." ifadelerini kullandı.
Aliyev, İslamofobi'nin farklı biçimlerde ortaya çıktığını belirterek, "İslamofobi çeşitli şekillerde, günlük yaşamda Müslümanlara karşı ırkçılık ve ayrımcılık, nefret söylemi, fiziksel saldırılar, medya ve sosyal medya platformlarında damgalama, kurumsal ayrımcılık ve benzeri formlarda tezahür etmektedir. Bu tür adaletsiz ve ön yargılı yaklaşımlar, Müslümanların topluma entegre olmalarını ve kendilerini eşit bireyler olarak hissetmelerini büyük ölçüde engellemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Bazı Batı ülkelerinde İslamofobi'nin resmi politikaya dönüştüğüne dikkati çeken Aliyev, "Bir zamanlar köle ticaretiyle uğraşan, işgalcilik ve sömürgecilik politikaları izleyen, soykırımlar işleyen, bugün ise kendilerini insan haklarının savunucusu demokratik ülkeler olarak gösteren bazı ülkelerde İslamofobi, bir tür devlet politikasına dönüşmüştür. Bu ülkelerde laik değerleri savunma adı altında Müslümanların haklarını ve inanç özgürlüklerini kısıtlayan yasalar çıkarılmakta, eğitim alma, konut edinme, istihdam gibi temel haklar ihlal edilmektedir." ifadelerini kullandı.
"İfade özgürlüğü adı altında İslam'a ve Müslümanlara yönelik saldırılar kabul edilemez"
Aliyev, İslam'a yönelik hakaret içerikli eylemlerin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, "Hazreti Muhammed'e yönelik hakaret girişimleri, kutsal Kur'an-ı Kerim'in yakılması, camilere ve ibadet yerlerine saldırılar, Müslüman mezarlıklarının tahrip edilmesi gibi olaylar giderek artmaktadır. İfade özgürlüğü adı altında İslam'a ve Müslümanlara yönelik saldırılar kabul edilemez." görüşünü paylaştı.
Aliyev, İslamofobi'nin bazı ülkelerde teşvik edildiğini, radikal akımlar ve aşırı sağ partilerin bu algıyı beslediğini, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi gibi kurumların da çifte standartlı yaklaşımlarla İslam karşıtı eğilimlere zemin hazırladığını ifade etti.
Medyanın da bu süreçte olumsuz rol oynadığına dikkati çeken Aliyev, bazı medya kuruluşlarının terörizm ve aşırıcılık gibi kavramları kasıtlı olarak İslam’la ilişkilendirip ön yargılı algı oluşturduğunu ve İslam’a yönelik tehdit söylemini beslediğini kaydetti.
Azerbaycan’ın da İslamofobi'den etkilenen ülkelerden olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Aliyev, Karabağ’ın 30 yıllık işgali süresince Hocalı'da soykırım ve etnik temizlik yaşandığını, bir milyondan fazla kişinin mülteci konumuna düştüğünü bildirdi.
İşgal döneminde yaklaşık bir milyon mayının döşendiğine, şehirlerin ve kültürel mirasın yok edildiğine dikkati çeken Aliyev, Batı’daki bazı çevrelerin dini ön yargılarla hareket ederek Ermenistan'ın işgaline göz yumduğunu ve sorunu dini temelli çatışma gibi yansıtmaya çalıştıklarını kaydetti.
"İslam, milyarlarca insan için manevi bir dayanak ve rehber olmaya devam eden bir dindir"
Aliyev, işgal döneminde Azerbaycan'a ait İslami mirasın da hedef alındığını belirterek, evrensel öneme sahip cami, türbe, mezarlık gibi yapıların yıkıldığını, bazı kültürel miras unsurlarının yağmalandığını ve kimliğinin tahrif edildiğini, işgalden kurtarılan bölgelerde cami ve dini yapıların yeniden inşası ve restorasyon çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.
Mesajında İslam'ın barış, dayanışma ve merhamet dini olduğunu vurgulayan Aliyev, "İslam'a karşı yürütülen karalama kampanyalarına rağmen İslam, yüksek ahlaki değerleri, adaleti ve iyiliği temsil eden, milyarlarca insan için manevi bir dayanak ve rehber olmaya devam eden bir dindir." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Aliyev, İslam dünyasına "Mevcut küresel tehditler, İslam dünyasının karşı karşıya olduğu yeni sınamalar ve zorluklar, ayrıca İslamofobi eğilimlerinin artması ve dinimizi karalama girişimleri, Müslüman ülkeler arasında dayanışmanın ve birliğin güçlendirilmesini, karşılıklı desteğin gösterilmesini son derece gerekli kılmaktadır. Bütün Müslüman dünyasını rahatsız eden İslamofobi ile mücadele etmek için tek cepheden hareket etmek, bu adaletsizlik ve zararlı eğilimlere karşı birlikte sesimizi yükseltmek gerekmektedir." çağrısında bulundu.
