CHP'den Asgari Ücret açıklaması: 'Asgari ücret en az 39 bin TL olmalı; altında bir rakamı kabul etmiyoruz'
CHP Sözcüsü Zeynel Emre, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Zeynel Emre, Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmelerine ilişkin yaptığı açıklamada, 'Asgari ücret en az 39 bin TL olmalıdır; bunun altındaki her rakam açlığı derinleştirir' diyerek hükümete çağrıda bulundu.
(MHA) Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Zeynel Emre, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Düzenlediği toplantıda, Türkiye’nin adalet sistemi, suç oranlarındaki artış, çocuk suçluluğu, deprem yargılamaları, ekonomi ve Meclis çalışmalarındaki aksaklıklara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Toplantının başında Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Yuşak Durmay’ın sağlık durumuna değinen Emre, Durmay’ın durumunun ağırlaştığını ve entübe edildiğini belirterek “Partimizin evladı, bizimle gençlik kollarından beri mücadele eden bir arkadaşımızdır. Kendisine Allah’tan şifa diliyoruz” ifadelerini kullandı.
TBMM’de Taciz İddiaları
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde staj yapan kız öğrencilere yönelik taciz iddialarını gündeme taşıyan Emre, bu olayın devlet kurumsallığının ne kadar aşındığını gösterdiğini söyledi. İfadelerde bazı personelin kız çocuklarına “küçük sevgilim” dediği iddialarının bulunduğunu aktaran Emre, “Bu, münferit bir vaka değildir. Yıllardır halının altına süpürülen sorunların bir sonucudur. Türkiye’de suç patlaması vardır ve bu, her yere sirayet etmiştir. Meclis’te bile çocuklarımız güvende değil” diye konuştu.
Soruşturmanın sürdüğünü, bir kişinin gözaltına alındığını hatırlatan Emre, Türkiye’de artık en güvenli olması gereken alanların bile güvenli olmadığını söyledi.
Adli Emanetteki Altın ve Gümüş Hırsızlığı
Emre, adli emanetten 50 kilo gümüş ve 25 kilo altının çalınarak sorumlu memurun çocuklarıyla birlikte yurt dışına kaçtığı skandalına da değinerek, “Adaletin kalbi olan adli emanete bile hırsızlık yapılabiliyorsa, durum vahimdir. Bu sıradan bir adli olay değil; devletin çürümüşlüğünün fotoğrafıdır” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin suç oranlarının tüm alanlarda arttığını vurgulayan Emre, bu olayların birbirinden bağımsız görülemeyeceğini söyledi.
Çocuk Suçluluğunda Korkutucu Artış: Bir nesil göz göre göre kayıyor
Konuşmasının geniş bir bölümünü çocuk suçluluğundaki artışa ayıran Emre, TÜİK ve Adalet Bakanlığı verilerinin “sosyal patlamaya işaret ettiğini” belirtti şu ifadeleri kullandı;
“Son 5 yılda milyonlarca çocuk suça sürüklendi veya suçun mağduru oldu. 2024 yılında çocukların karıştığı olay sayısı 600 bini aştı. 2015’ten bu yana çocukların karıştığı cinayet sayısı iki kat arttı. Uyuşturucu suçlarına karışan çocuk sayısı katlanarak büyüdü. Yaşı 11’e kadar düşen çocukların bile kasten yaralama, hırsızlık ve cinsel istismar gibi ağır suçların tarafı hâline geldi. Bu bir asayiş sorunu değildir. Bu, devletin seyrettiği bir toplumsal çöküştür”
Barış Boyun İddianamesi: Dört suçtan biri çocuklara işletilmiş
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Barış Boyun suç örgütüne ilişkin hazırladığı iddianamede yaklaşık 40 çocuğun sanık olarak yer aldığını hatırlatan Emre, bu tablonun Türkiye’de çocukların nasıl sistemli biçimde suç yapılarının içine çekildiğinin çarpıcı bir göstergesi olduğunu vurguladı. İfadelerde yoksulluk ve para ihtiyacının, kimlik arayışı ve aidiyet duygusunun, lüks yaşam vaadinin ve tehdit yoluyla zorlamanın öne çıktığını belirten Emre, özellikle bir çocuğun “Babam hastaydı. 50 bin lira vereceklerini söylediler. Gittim, benzin istasyonunda üç el ateş ettim.” sözlerinin içinde bulunulan toplumsal çöküşü bütün çıplaklığıyla ortaya koyduğunu söyledi. Bu ifadelerin, çocukların korunması bir yana, adeta suç örgütlerinin insafına terk edildiği bir düzenin varlığına işaret ettiğini ifade etti.
Emre, hükümetin tüm kurumlarıyla bu çöküşü izlediğini savunarak “Drone görüntüleriyle suçla mücadele edilemez” dedi.
Uluslararası Raporlar: Avrupa’da birinciyiz, dünyada ilk 10’dayız
Küresel Organize Suç Endeksi’nde Türkiye’nin 193 ülke içinde 10. sırada, Avrupa’da ise 1. sırada olduğunu hatırlatan Emre, “Suça karşı dirençte, hukuk devletinde, şeffaflıkta, cezasızlıkla mücadelede sınıfta kaldık” ifadelerini kullandı. Ayrıca Türkiye’nin uyuşturucuda “ana koridor”, insan ve göçmen kaçakçılığında “transit ülke” hâline geldiğini vurguladı.
Ekonomik Çöküş: Genç hırsızlığı arttı, borçsuz ev kalmadı
Emre, ekonomideki derinleşen krizin suç oranlarındaki artışla doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayarak, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını, emekli maaşlarının yoksulluk sınırının çok gerisinde olduğunu, genç işsizliğinin ise tarihsel rekor seviyelere ulaştığını söyledi. Bugün Türkiye’de borçsuz hane sayısının yok denecek kadar azaldığını ifade eden Emre, toplumun geniş kesimlerinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hâle geldiğini belirtti. Bu koşullarda özellikle gençlerin ve çocukların suç örgütlerinin kolay hedefi hâline geldiğine dikkat çeken Emre, “Yoksullukla gerçek anlamda mücadele edilmiyor; hükümet sadece geçici, palyatif çözümlerle sorunları örtmeye çalışıyor” diyerek ekonomik çöküşün sosyal dokuyu da hızla aşındırdığını dile getirdi.
Deprem Yargılamaları: Bilirkişiler tehdit altında, deprem suçluları korunuyor
Emre’nin en sert eleştirilerinden biri de 6 Şubat depremi sonrası yürütülen yargı süreçlerine yönelik oldu. Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesi dosyalarında görev yapan bir bilirkişi heyetinin, 20 dosyadan tehdit ve baskı nedeniyle çekildiğini belirten Emre, “Bu Türkiye’nin hukuk tablosudur” dedi.
Yargı paketinde ‘deprem affı’
Emre, 11’inci yargı paketindeki infaz düzenlemesinin deprem suçlularına uygulanacağını belirterek, “Bu, depremde sorumlu olanları koruma paketidir. Bir asıl felakettir” dedi. Deprem yargılamalarıyla ilgili eleştirilerini dile getiren Avukat Naim Eminoğlu’nun tutuklanmasını “halkın sesini susturma girişimi” olarak nitelendirdi.
Ekrem İmamoğlu Davası: Tamamen siyasi, ikili hukukun göstergesi
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan “bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” davasını değerlendiren Emre, bu suçun siyasi gücü olan kişiler için düzenlendiğini söyleyerek, “Bir muhalefet siyasetçisinin yargıyı etkileyecek gücü yoktur. Bu dava hukuki değil, siyasidir.” ifadelerini kullandı.
Asgari Ücret: En az 39 bin TL olmalı, altını kabul etmeyiz
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları devam ederken Emre, CHP’nin kırmızı çizgisini açıkladı. Emre, “Asgari ücret en az 39 bin lira olmalıdır. Bu bile yetersizdir ama altında bir rakamı kabul etmiyoruz” dedi. İşçi temsilcileri toplantıya katılma kararı alırsa CHP’nin de komisyonda destek için heyet görevlendireceğini söyledi.