Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Selahattin Demirtaş Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. MHP lideri Bahçeli'ye teşekkür eden Erdoğan, "Cumhur İttifakı olarak tam bir dayanışma içerisinde hareket ederek önce 'Terörsüz Türkiye', ardından da 'Terörsüz Bölge' hedefimize ulaşacağız" dedi. Erdoğan, Selahattin Demirtaş ile ilgili kendisine sorulan soruya ise "Bu ülke yargı ülkesidir, yargı bu konuda ne derse ona uyarız" şeklinde cevap verdi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısına katıldı. Toplantı sonrası AİHM'in Selahattin Demirtaş kararına kararına yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülke yargı ülkesidir, yargı bu konuda ne derse ona uyarız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar;
“Başka ülkenin toprağında, egemenliğinde, yeraltı ve yerüstü kaynaklarında gözümüz yok. Komşularımız başta, tüm dost ülkelerin egemenlik haklarına saygılıyız. Türk Bayrağı, dalgalandığı bütün coğrafyalarda, tarih boyunca olduğu gibi, daha nice seneler dostlarına güven vermeyi sürdürecek, kimsenin şüphesi olmasın.
Sayın Özel, CHP’nin yanlışlarını düzeltme noktasında iyi sınav veremiyor. Güvenliğe, dış politikaya dair hususlarda yerli ve milli duruş sergileyemiyor. CHP'nin tezkereye hayır demesine şaşırmadık. Milletimiz CHP’de iplerin kimin elinde olduğunu biliyor ancak siyaset otobanında bu kadar sık şerit ve fikir değiştirmek, CHP’ye iyi gelmeyebilir. Sayın Özel böyle siyaset yapmaya devam ederse, endişem o dur ki CHP ya hararet yapacak ya dingil kıracak ya da şanzımanı dağıtacaktır.
Terörsüz Türkiye açıklaması
Tahriklere aldırmadan, süreci kundaklamaya dönük gizli, açık girişimlere prim vermeden çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Devletimizin ilgili bütün kurumlarının olağanüstü gayretleri neticesinde, hamdolsun, Terörsüz Türkiye menziline doğru emin adımlarla yürüyoruz. TBMM, ülkenin güvenliğini ilgilendiren bir oylama yapıyor, ülkenin Anamuhalefet partisi saçma sapan argümanlarla karşı çıkıyor. Kabul etmek mümkün değil. Yeni bir kavşağa ulaştığımız görülüyor. Herkesin elini taşın altına koyması, destek vermesi, en fazla katkıyı sunmaya odaklanması gerekiyor. Cumhur İttifakı olarak tam bir dayanışma içerisinde hareket ederek önce 'Terörsüz Türkiye', ardından da 'Terörsüz Bölge' hedefimize ulaşacağız.
"Sayın Bahçeli’ye teşekkür ediyorum"
Dünkü değerlendirmelerle başta FETÖ'cü alçaklar olmak üzere, müfsit zihniyetin oyunlarını deşifre eden Sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Bütçemizle programımızla uyumlu şekilde, deprem hariç, harcamaları kontrol altına almayı, kamu açığını düşürmeyi, dezenflasyon sürecini desteklemeyi planlıyoruz. 2026 yılı bütçesinde, giderlerin 18 trilyon 929 milyar lira, gelirlerin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını hesaplıyoruz.
Şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum: Ailenin korunması ve güçlendirilmesi programına önceki yıla göre yüzde 30'un üzerinde, çocukların korunması ve gelişiminin sağlanması programına yüzde 34, kadının güçlenmesi programına yüzde 35 artışla kaynak ayırıyoruz. 2026 yılında tarım sektörü yatırım ödeneğini 190 milyar liraya çıkartıyor, bunun 122 milyar lirasını tarımsal sulama yatırımları için tahsis ediyoruz.
Tarımsal destek programları için ayrılan kaynağımız 168 milyar liradır. Ayrıca reel kesimi 493 milyar liralık ödenekle destekleyeceğiz. 2002 yılından beri eğitimi en öncelikli meselemiz olarak gördük ve eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükselttik. Böylece 2002'de bütçeden yüzde 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2026 yılında yüzde 15,3 ile en büyük payı ayırdık.
"Kaynaklarımızı kamu hizmetlerine yönlendirdik"
Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmaları için 1 trilyon 594 milyar lira kaynak tahsis ettik. Mahalli idarelerimiz için ayrılan kaynağı bu sene daha da artırdık. Büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayrılan toplam kaynağı 1 trilyon 657 milyar liraya çıkarıyoruz. 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken bu oranı 2026 yılında yüzde 8,8'e yükseltiyoruz. Şurası da önemlidir: Son 23 yılda kaynaklarımızı faize değil, kamu hizmetlerine yönlendirdik. Bu sayede önemli altyapı projeleri hayata geçirildi. Kamu borç stoku makul seviyelere çekilerek Avrupa Birliği ortalamasının da altına indirildi. 2002 yılında bütçe giderleri içinde faiz harcamalarının payı yüzde 43,2 iken 2026 yılı bütçesinde bu oran yüzde 14,5 seviyesinde kalıyor.
"Ülkede dikili taşları var mı?"
26 havalimanı vardı biz geldiğimizde, onu 56 havalimanına biz çıkardık. Nereden, nereye?
Bu millet neden yıllarca hak ettiği hizmeti, eseri ve yatırımı göremedi? 102 yaşındaki Cumhuriyet Halk Partisi, kimi zaman seçimsiz, kimi zaman darbeyle, kimi zaman koalisyon ortağı olarak hükümetteydi. Kendisi iktidarda olmadığında fikirleri iktidardaydı. Acaba şu ülkede dikili bir taşları var mı? Sevgili gençler, büyüklerinize sorun, belgeselleri izleyin, açın arşivden o dönemin gazetelerini okuyun. Anarşi, terör, huzursuzluk, belirsizlik, karamsarlık, umutsuzluk dışında hiçbir şey göremeyeceksiniz. Benim İstanbul'da ortaokulda okuduğum sınıfta 80 öğrenci vardı. Üniversite yurtlarında 18-20 öğrenci aynı koğuşta kalıyordu. Hastane çilesi, devlet dairesi çilesi, okul çilesi, yol çilesi, hep bunları yaşadık. Çocuklar çile içinde doğuyor, çile içinde büyüyor, çileyle ölüyorlardı. AK Parti'nin daha 15 ay önce kurulmuş olmasına rağmen 3 Kasım seçimlerinde yüzde 36 oy oranına ulaşabilmesi esasen bir isyanın, bir itirazın, bir çığlığın, büyük bir değişim talebinin tezahürüdür.
"Ak Parti’nin tek başına iktidara gelmesi halk devrimi olmuştur"
Gençler, şunu unutmayın; AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesi açıkçası bir halk devrimi olmuştur. 23 yıl boyunca biz 3 Kasım devrimine sadakatle bağlı kaldık. 23 yıldır her seçimde kazanıyorsak, işte bu 3 Kasım seçim sonuçlarına olan sadakatimizin bir neticesidir. Yeterli mi? Elbette değil. Daha yapacak çok işimiz var. Ancak şunu da unutmayın değerli arkadaşlarım; 23 yıl boyunca bir yandan ülke için hizmet ve eser üretmeye çalışırken, bir yandan da içeriden ve dışarıdan saldırılara göğüs gerdik. Bu bir mazeret değil. Biz tabiri caizse hem şeytanı taşladık hem de tavafımızı yaptık. Darbe senaryoları yazdılar. Terörle üzerimize geldiler. Sabotajlar, tahrikler, sokak eylemleri, kışkırtmalar, darbe girişimleri. Allah'a hamdolsun, bunların hepsini püskürttük. Çok daha fazlasını da yapabilirdik, yapacağız da. Ama bakın, şu Gezi olaylarının, 17-25 Aralık darbe girişiminin, 15 Temmuz ihanetinin Türkiye'ye, Türk ekonomisine, dış politikamıza verdiği zararı açık söylüyorum, İstiklal Savaşı öncesindeki işgal güçleri bile vermemiştir.
Hep birlikte takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin içini boşalttılar. Belediyeye işi düşen herkesi haraca bağladılar. Milyarlarca lirayı siyaseti dizayn etmek için seferber ettiler. Yetmedi, yabancı istihbarat örgütleriyle iş tuttular. İşte biz böyle bir zihniyete, böyle bir ihanet şebekesine gidip Türkiye'nin hasımlarıyla iş tutan bir anlayışa karşı ayakta duruyor, mücadele ediyor, hem de aynı zamanda bu ülke için hizmet üretiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan basın mensuplarının kendisine yönelttiği Selahattin Demirtaş ile ilgili soruya ise "Bu ülke yargı ülkesidir yargı bu konuda ne derse ona uyarız" şeklinde cevap verdi.