HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan'dan 'asgari ücret' açıklaması: Asgari Ücret Tespit Sistemi Çöktü; Yapı Değişmezse Masaya Oturmayız

TAKİP ET

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücret tespit sisteminin çöktüğünü belirterek mevcut yapıyla masaya oturmayacaklarını açıkladı. Arslan, Türkiye'de asgari ücretin fiilen 'ortalama ücret'e dönüştüğünü, yıl içinde hızla eriyen ücretin işçinin alım gücünü yok ettiğini söyledi. Tamamlayıcı emeklilik sistemi ve kayıt dışı istihdam konusunda da uyarılar yapan Arslan, 'Sosyal taraflar yok sayılıyor, çalışma hayatı tiyatroya dönüştü; Türkiye'nin acilen yapısal reforma ihtiyacı var' dedi.

(MHA) Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, konfederasyonun yarım asırlık mücadelesini, yaklaşan asgari ücret sürecini, tamamlayıcı emeklilik sistemi tartışmalarını ve kayıt dışı istihdam sorununu Millet Haber Ajansı’na değerlendirdi. Arslan, hem geçmişe dair bir muhasebe yaparken hem de Türkiye’de çalışma hayatının geleceğine ilişkin güçlü mesajlar verdi.

Türkiye’nin en büyük emek örgütlerinden biri olan Hak-İş’in 50. kuruluş yılı için yürütülen etkinliklerin, sadece bir kutlama değil, çalışma hayatının geleceği açısından ciddi bir değerlendirme süreci olduğunu vurgulayan Arslan, yaklaşan asgari ücret belirleme dönemine ilişkin de çarpıcı çıkışlarda bulundu.

50. Yıl Etkinlikleri: Geçmişi değerlendirdik, geleceğin vizyonunu ortaya koyduk

Başkan Arslan, ekim ayından bu yana bir dizi etkinlikle sürdürülen 50. yıl programlarının son halkasının, 18 Kasım’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen “Türkiye Buluşmaları” etkinliği olduğunu söyledi.

81 ildeki Hak-İş temsilcilerinin, sendika yöneticilerinin, komite üyelerinin ve işçilerin yer aldığı programda salonu dolduran coşkuya işaret eden Arslan, “Bu etkinlikler bizim için sadece bir kutlama değildir. 50 yıllık mücadelemizin muhasebesini yaptık, başarılara ve eksiklere bir bütün olarak baktık. En önemlisi de önümüzdeki 50 yıla nasıl hazırlanacağımıza dair yol haritalarını oluşturduk” dedi.

Arslan, etkinlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, çalışma hayatına ilişkin reform süreçlerinde önemli katkılar sunduğunu belirttiğini anlatarak bunun konfederasyon açısından memnuniyet verici olduğunu ifade etti.

“Asgari ücret, Türkiye’de ortalama ücrete dönüşmüş durumda”

2025 yılı asgari ücret görüşmeleri öncesi değerlendirmelerde bulunan Arslan, ilk olarak Türkiye’deki asgari ücret gerçeğine dikkat çekti. SGK’nın açıkladığı 2025 verilerine göre çalışanların yüzde 50,57’sinin asgari ücretli olduğunu belirten Arslan, bu oranın 8,5 milyon kişiye denk geldiğini ifade etti. Arslan sözlerini şöyle sürdürdü;

“Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde asgari ücretli oranı yüzde 8–10 civarındadır. Türkiye’de ise çalışanların yarısından fazlası asgari ücretlidir. Bu, asgari ücretin artık asgari değil, ortalama ücret haline geldiğini gösteriyor. Bu hem çalışma hayatı hem ekonomi yönetimi açısından ciddi bir sorundur.”

Arslan, asgari ücretin tanımı gereği bir ülkede ödenebilecek en düşük ücret olduğunu hatırlatarak Türkiye’de bu işlevini tamamen kaybettiğini söyledi.

“Asgari ücretin üzerine elden ödeme, vergi avantajını kötüye kullanma yaygınlaşmış durumda”

Çalışanların asgari ücret üzerinden gösterilip, ücretin kalan kısmının elden ödenmesinin de özel sektörde yaygınlaşan bir sorun olduğunu söyleyen Arslan, “Asgari ücretten vergi alınmıyor. Bu nedenle işverenler çalışanları asgari ücretli göstererek üzerini kayıt dışı ödüyor. Bu, hem vergi kaybı hem istatistik çarpıtmasıdır. Devletin bu konuya ivedilikle müdahale etmesi gerekir” diye konuştu.

“22 bin liralık asgari ücret yıl sonunda 16 bin lira değerine düştü”

Asgari ücretin en büyük sorunlarından birinin yıl içindeki erime olduğunu belirten Arslan, enflasyon karşısında ücretin hızla değer kaybettiğini söyleyerek, “Bu bir kayıptır, bir haksızlıktır. Asgari ücretlinin alım gücü korunamıyor. Enflasyonun yüksek seyrettiği ülkelerde ücret yılda bir kez belirlenemez” ifadelerini kullandı.

“50 yıldır söylüyoruz, bu yapıdan adil bir ücret çıkmaz”

Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bugünkü yapısıyla asla sağlıklı karar alamayacağını belirtti. Mevcut sistemin, hükümet ve işveren çoğunluğuyla karar verildiği bir düzen olduğunu söyleyen Arslan sözlerini şöyle sürdürdü;

“Komisyonda hükümet çoğu zaman işverenle birlikte hareket ediyor. İşçi temsilcisi karar süreçlerinde belirleyici değil. Bu nedenle ortaya çıkan ücretler, gerçek bir sosyal diyalog sürecinin ürünü değil.”

“Türk-İş katılmazsa biz de katılmayacağız; masanın hiçbir meşruiyeti kalmaz”

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın “Komisyon yapısı değişmezse masaya oturmayacağız” açıklamasına destek veren Arslan, “Türk-İş bu yıl masaya oturmama kararlılığını sürdürüyor. Hak-İş olarak biz de aynı karardayız. Bu yapı değişmediği sürece biz de o masaya oturmayacağız. Böyle bir durumda hükümetle işverenin baş başa kaldığı bir komisyon olur ki bu işçiler açısından büyük bir kayıptır” ifadelerini kullandı.

Arslan, hükümetin bu konuda bir değişikliği geciktirmesinin tüm taraflar açısından sorun yaratacağını vurgulayarak, “Hükümete çağrımız nettir: Yapıyı değiştirmek için derhal çalışma başlatılmalıdır. Aksi halde bu süreç meşru olmayacaktır” uyarısında bulundu.

Hak-İş’in Yeni Komisyon Modeli

Arslan, asgari ücretin belirlenmesinde köklü bir değişim gerektiğini vurgulayarak konfederasyonun önerilerini ayrıntılı biçimde açıkladı. Arslan, “Buna göre, yeni sistemin temelini çoğulcu bir komisyon yapısı oluşturmalı; yalnızca tek bir konfederasyonun değil, Hak-İş, Türk-İş, DİSK ve diğer tüm emek örgütlerinin masada temsil edildiği geniş katılımlı bir yapı kurulmalı” dedi.

Arslan, ücret belirlemede aile geçim yükümlülüğünün esas alınması gerektiğini belirterek, evli ve iki çocuklu bir ailenin geçim maliyetinin temel referans olması gerektiğini söyledi. Ayrıca komisyonun yalnızca TÜİK verilerine bağlı kalmaması gerektiğini ifade eden Arslan, fiyat hareketleri, büyüme, enflasyon ve diğer sosyoekonomik göstergelerin dikkate alındığı objektif kriterlerin kullanılmasının şart olduğunu dile getirdi.

Ücretin yıl boyunca hızla eridiğine dikkat çeken Arslan, asgari ücretin enflasyon farkına göre yıl içinde yeniden güncellenebilecek bir yapıya kavuşturulmasını istedi. Hükümetin ise mevcut belirleyici rolünü bırakıp, Almanya ve Hollanda’da olduğu gibi düzenleyici bir konuma çekilmesi, ücretin gerçek anlamda işçi ve işveren tarafından belirlenmesi gerektiğini söyledi.

“Bu sistem hazırlanırken sosyal taraflar yok sayıldı”

Orta Vadeli Program’da yer alan tamamlayıcı emeklilik sistemi hakkında konuşan Arslan, bu düzenlemenin çalışma hayatının hiçbir tarafıyla paylaşılmadığını söyleyerek, “Biz bu sistemi televizyondan öğrendik. Sosyal diyalog işletilmeden açıklanan hiçbir politika sağlıklı değildir. İşçiler, işverenler, sendikalar sürecin tamamen dışında tutuldu” diye konuştu.

Arslan, çalışanlara yeni prim yükü getiren bir sistemin, mevcut emeklilerin düşük maaş sorununu çözmeyeceğine işaret etti.

“Önce emeklinin maaşı asgari ücret seviyesine yükseltilmeli”

Arslan, bugünkü koşullarda emeklilerin önemli bir bölümünün 16 bin lira civarında maaş aldığını hatırlatarak, önceliğin tamamlayıcı sisteme değil, mevcut emeklilerin yaşam koşullarına verilmesi gerektiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü;

“Asgari ücret 22 bin lirayken emeklinin 16 bin lira alması kabul edilebilir bir tablo değildir. Önce mevcut emeklilerin durumunu düzeltmek gerekir. Tamamlayıcı sistem bunun üzerine konuşulmalıdır.”

“OECD ortalamasının çok üzerindeyiz; kayıt dışı ülkeyi tehdit ediyor”

Türkiye’de kayıt dışı istihdamın çok yüksek olduğuna işaret eden Arslan, Hak-İş’in bu alanda yürüttüğü projeleri hatırlattı. Özellikle ev işçilerinin örgütlenmesi çalışmasının önemine vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti;

“75 binden fazla ev işçisi örgütlendi. Ev işçilerinin kayıt altına alınması için bakanlıklarla ortak çalışmalar yürütülüyor. Kayıt dışı hem işçiye hem işverenlere hem devlete zarar veriyor. Haksız rekabet yaratıyor, vergi kaybına yol açıyor, sosyal güvenlik sistemini zorluyor. Bu memleket meselesidir.”

Hak-İş’in kayıt dışıyla mücadelenin sürmesi için hem hükümet hem işverenlerle iş birliğini sürdüreceğini belirtti.

“Bu süreç artık bir tiyatroya dönüştü; yeni bir sisteme ihtiyaç var”

Arslan Türkiye’de asgari ücret sürecinin artık sağlıklı işleyen bir sosyal diyalog mekanizması olmaktan çıktığını belirterek sözlerini şöyle tamamaladı;

“Aralık ayı geldiğinde herkes rolünü oynuyor ama sonuç değişmiyor. Bu artık bir tiyatro sahnesi gibi. Türkiye’nin çağdaş standartlarda, objektif kriterlere göre belirlenen, yıl içinde güncellenebilen yeni bir asgari ücret tespit sistemine ihtiyacı var. Biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”

Millet Haber Ajansı / Ankara