Türkiye'de 88 Yılda Bir Avrupa Ülkesi Büyüklüğünde Orman Yandı
Türkiye, 1937–2024 yılları arasında çıkan 126 bin 268 orman yangınında tam 1 milyon 907 bin 265 hektar ormanını kaybetti. Bu kayıp 19 bin 72,65 km² ile Belçika'nın üçte ikisine, Hollanda'nın yarısına eşit. Lüksemburg bu alanın içine tam 7 kez sığıyor.
Ormancılar Derneği verilerine göre, Türkiye ormanları, son 88 yılda sessiz bir felaket yaşadı. 1937’den 2024’e kadar kayıtlara geçen 126 bin 268 orman yangını, toplam 1 milyon 907 bin 265 hektar ormanlık alanı yok etti. Hektar cinsinden ifade edilen bu alan, kilometrekareye çevrildiğinde yaklaşık 19 bin 73 km² gibi devasa bir rakama ulaşıyor. Türkiye’nin 88 yılda kaybettiği orman alanının büyüklüğünü anlamak için Avrupa haritasına bakmak yeterli. Bu rakama göre yanan orman miktarı;
· Belçika’nın yüzde 64’üne,
· Hollanda’nın yüzde 46’sına,
· Danimarka ve İsviçre’nin neredeyse yarısına
· Kıbrıs adasının 2 katına
· Lüksemburg’un 7 katına eşdeğer.
Türkiye, 88 yılda küçük bir Avrupa ülkesini haritadan silecek kadar ormanını kaybetti. İklim krizi, artan sıcaklıklar ve ihmaller birleşince, bu felaketin gelecekte daha da büyümesinden endişe ediliyor.
Bazı Avrupa ülkelerinin yüzölçümleri
1. Hırvatistan: 56,594 km²
2. Bosna-Hersek: 51.197 km²
3. Slovakya: 49.035 km²
4. Estonya: 45,228 km²
5. Danimarka: 43.094 km²
6. Hollanda: 41.543 km²
7. İsviçre: 41.277 km²
8. Moldova: 33.851 km²
9. Belçika: 30.528 km²
10. Arnavutluk: 28.748 km²
11. Makedonya: 25.713 km²
12. Slovenya: 20,273 km²
13. Karadağ: 13,812 km²
14. Kıbrıs: 9.251 km²
15. Lüksemburg: 2.586 km²
Su kaynaklarını da tüketiyor
Türkiye’de son yıllarda yaşanan su sıkıntısının da temeli aslında bu yanan ormanlardan kaynaklı. Yapılan araştırmalara göre orman yangınlarının etkisi sadece kül olmuş ağaçlarla sınırlı değil. Yanan her hektar orman, Türkiye’nin su kaynakları için de geri dönüşü zor bir kaybı ifade ediyor.
Yangın sonrası orman örtüsünü kaybeden toprak, yağmur sularını sünger gibi emme özelliğini yitiriyor. Ağaçların yaprakları ve kökleri sayesinde yavaşça toprağa süzülen yağış, artık hızla yüzeyden akıp gidiyor. Bu da yeraltı suyu rezervlerinin beslenmesini engelliyor.
Toprak örtüsü ortadan kalktığında erozyon kaçınılmaz hale geliyor. Yağışlarla taşınan toprak, baraj ve göletlerin dibinde birikerek depolama kapasitesini düşürüyor. Kısa vadede su miktarı azalırken, uzun vadede baraj ömrü kısalıyor.
Ormanlar sadece suyu tutmaz, aynı zamanda havaya nem salarak yağış oluşumuna katkıda bulunur. Büyük orman kayıpları, bölgesel nem oranını ve yağış düzenini bozuyor. Bu etki özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarında yaz kuraklıklarını daha sert hissettiriyor.
Yangın sonrası yüzey akışıyla birlikte kül, ağır metaller ve yanmış organik maddeler su kaynaklarına karışıyor. Bu durum hem içme suyunun hem de tarımsal sulama suyunun kalitesini düşürüyor.
Kısacası, orman yangınları yalnızca yeşili değil, Türkiye’nin su geleceğini de kül ediyor. Uzmanlar, bu zincirleme etkinin iklim krizini daha da derinleştireceği uyarısında bulunuyor.