Geçici tedbirle görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in, "Kent uzlaşısı" suçundan yargılandığı davada tahliye kararı verildi. Özer, başka bir suçtan tutuklu olduğu için cezaevinden çıkamayacak.
Duruşmadan sonra Silivri Cezaevi'nin önünde açıklamalarda bulunan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Derhal bu düzenlemeye ve uygulamaya son verilmelidir. Esenyurt’un iradesi Esenyurt’a geri dönmelidir. Elbette bununla sınırlı kalmayarak bu örnekte görülmüştür ki batıdaki Kürtleri belediye meclis üyesi yapmak şeklinde saçma sapan suçlamalarla insanları tutuklamak yalnızca o insanlara cefa çektirmekle kalmıyor" ifadelerini kullandı.
"Belediye başkanının tutuklu olduğu davanın hiçbir hukuki temeli yok"
Günaydın'ın açıklamalarından öne çıkan ara başlıklar şunlar:
“8 buçuk ayı aşkın bir süredir tutuklu olan bir belediye başkanı var ve bu belediye başkanının tutuklu olduğu davanın hiçbir hukuki temeli yok. 30 Ekim’de gözaltına alınmasının arkasından belediyeye kayyum atanmıştı bugün mahkeme 6 tanık dinledi.
Bu tanıklardan bir tanesi dedi ki, “3600 TL ona para yolladım çünkü yeğenlerimin kira parasıydı kendisini tanımam” dedi. Bir başkası dedi ki, “bir yayınevinde karşılaşmıştık benim kitabıma hediye ettim hediye kabul etmem dedi bana 350 TL kitabın parasını geri gönderdim” dedi. Biri dedi ki, “ben onun yeğeniyim kendisi öz dayımdır seçim çalışmaları sırasında eş, dost, akraba dayanışması çerçevesinde topladığımız paraları dayıma gönderdik” dedi.
Sonra 2012, 2014, 2016 yılları arasında yani on yıldan fazla bir süre önce bir kişiyle yaptığı 74 telefon görüşmesini bir başkasıyla yaptı. 131 telefon görüşmesini sordular onlarda dediler ki “biz Mersin’de siyaset yapan, sendikalarda çalışan, sivil toplumda çalışan insanlarız” O dönemde Ahmet hoca Toros Üniversitesi Rektör yardımcısıydı biz ondan danışmanlık aldık, onunla fikir alışverişinde bulunduk ve dolayısıyla bu görüşmeler normaldir bunun dışında CMK uyarınca asla tanıklık yapmaması gereken bir mektubu da dinledi mahkeme oysa hepimiz biliyoruz ki beş duyguya dayalı bir gözlem ve bilgisinin olması lazım ve aktarcağı gözlem ve bilginin maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sağlaması lazım. Oysa tutuklu bulunduğu yerde iftira atmaya devam eden bir mevzuyu da mahkeme bugün dinledi.
"Yürütülen süreç tümüyle siyasidir"
Şimdi soruyoruz 30 Ekim’den bu yana Ahmet Özer tutuklu, 30 Ekim’den bu yana Esenyurt belediyemiz bir kaymakam, 3 memur encümen tarafından yönetiliyor. Oysa bugün göründü ki bu davanın hiçbir hukuki temeli yoktur ve bu dava tam tümüyle çökmüştür.
Ahmet Özer‘e, ailesine CHP’ye ve aslında demokrasiye, adalete inanan tüm arkadaşlarımıza hem geçmiş olsun hem de gözü aydın diliyorum. Ama bu dava üzerinden görmeliyiz ki yürütülen süreç tümüyle siyasidir. Siyasi konjektörden adaletin nasıl etkilendiğini bir kere daha görmüş olduk ama mesela Ahmet Özer meselesi ile bitmiyor Esenyurt’a hala haksız ve hukuksuz bir şekilde bir kayyum ve 3 ercüment hükmetmeye devam ediyorlar.
"Hücreler boşalacak, Silivri’den Türkiye özgürleşecek"
Derhal bu düzenlemeye ve uygulamaya son verilmelidir. Esenyurt’un iradesi Esenyurt’a geri dönmelidir. Elbette bununla sınırlı kalmayarak bu örnekte görülmüştür ki batıdaki Kürtleri belediye meclis üyesi yapmak şeklinde saçma sapan suçlamalarla insanları tutuklamak yalnızca o insanlara cefa çektirmekle kalmıyor. Türkiye’de adalet bırakmıyor, demokrasi bırakmıyor. Biz buradan onlarca yıldır Silivri‘deki kumpas davaların tanığı olmaktan, buralardan yurttaşa seslenmekten artık bıktık usandık. Türkiye’nin bir an evvel olağan hukuk devleti görünümüne dönmesi, içeride başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere bütün haksız hukuksuz şekilde tutuklu bulunan belediye başkanlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Ahmet Özer bugün bu davadan tahliye edildi ama bir başka davadan hakkında verilen yine haksız bir tutuklama kararı ile tahliye kararı almasına rağmen hücresine geri döndü. Hücreler boşalacak, Silivri’den Türkiye özgürleşecek.”