İran İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Muhammed Hasan Habibullah, Türkiye Basın Federasyonu’nun (TÜBAF) düzenlediği Anadolu Sohbetleri etkinliğine katıldı. Etkinlikte gazetecilerle bir araya gelen Muhammed Hasan Habibullah, İran-İsrail Savaşı ve gelinen süreç hakkında açıklamalarda bulundu.
İsrail’in saldırılarının son 2-3 gün içerisinde durduğunu söyleyen Muhammed Hasan Habibullah, “Fakat biz şunu açık bir şekilde söyledik; herhangi bir saldırı olursa hiç tereddüt etmeden bunun karşılığını vereceğiz, bunu vurguladık. İran, Lübnan değil ki istedikleri zaman saldırasınız istedikleri zaman durdurasınız. Ve herhangi bir saldırı söz konusu olduğu zaman İran tereddütsüz şekilde yanıt verecektir” dedi.
“Bu saldırı diplomasiye ve müzakereye yapılmış bir saldırıdır”
İran’ın barıştan yana olduğunu fakat müzakere masasında saldırıya uğradıklarını dile getiren Muhammed Hasan Habibullah sözlerini şöyle sürdürdü;
“13 Haziran’da saldırıya uğradığımızda esasen 16 Haziran’da 6’ıncı Nükleer Müzakerelerinin gerçekleşmesi gerekiyordu. Dediğim gibi biz barıştayken bu saldırıya uğradık. Biz müzakere masasındayken bu saldırı gerçekleşti. Dolayısıyla bu saldırı esasen diplomasiye ve müzakereye yapılmış bir saldırıdır. Burada açıklıkla söylemem gereken şey şudur ki; bugün müzakere 16 Haziran’daki müzakere koşullarından daha zordur. Çünkü biz bir saldırıya, askeri tacize uğramış bulunuyoruz. Bu saldırı neticesinde yüzlerce insanımızı kaybettik. Büyük zararlara maruz kaldık. Dolayısıyla 16 Haziran’da geçekleşmesi öngörülen müzakere koşullarından daha zor durumdadır.”
“Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun denetimleri İran’da gerçekleşiyor”
İran’a 48 saatlik bir süre verilmesine rağmen bu süreden önce saldırı gerçekleştiğini hatırlatan Muhammed Hasan Habibullah, tarih boyunca ilk kez aktif bir nükleer tesise saldırı gerçekleştiğini vurguladı.
“Bu saldırıların nükleer silahın büyük gücü sayılan bir ülke. Diğer tarafta da nükleer silaha yasa dışı bir şekilde sahip olan (Nükleer Silahsızlanma Anlaşması) NPT’ye üye olmayan ülke tarafından gerçekleşti” diyen Muhammed Hasan Habibullah, sözlerine şöyle devam etti;
“Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEA) denetimlerinin üçte ikisi İran’da gerçekleşiyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun genel müdürü de geçen hafta açıkladı ve dedi ki; ‘Biz İran’ın nükleer silah elde ettiği hususunda herhangi bir delile sahip değiliz’ ifadelerini kullandı. Nükleer tesislerin korunması, bu tesislere saldırı olmaması hususu uluslararası düzenin değişmez bir kuralıdır. Fakat gel gelelim ki onlar bu değişmez kuralı da ihlal etti. Tabi ki İran çeşitli uluslararası kuruluşlar ve BM nezdinde bu saldırıyı yapanların tanınması hususu sürecini başlatmış bulunuyor. İran’a bu saldırı neticesinde verilen zararın boyutu araştırılıyor. Dolayısıyla bu sonuçlar elde edildiği takdirde çeşitli kanlar üzerinden kamuoyuyla paylaşılacaktır.”
İsrail’in Gazze’ye, Batı Şeria’ya, Lübnan’a, Suriye’ye, Yemen’e ve devamında İran’a saldırılarda bulunduğunu söyleyen Muhammed Hasan Habibullah, bu saldırıların İran ve birkaç ülke ile sınırlı kalmayacağına dikkat çekerek, Türkiye’nin güvenliği İran’ın güvenliğidir” dedi.
“Bizim hiçbir şekilde nükleer silah üretimiz yok”
Nükleer silah üretimiyle ilgili gündeme getirilen bütün konuların hepsinin karşı tarafın yalan iddialarından oluştuğunu söyleyen Muhammed Hasan Habibullah, sözlerine şöyle devam etti;
“Bizim hiçbir şekilde nükleer silah programımız yok. Bu benim de sözüm değil. Uluslararası Atom Enerji Kurumu da bunu söylüyor. Bakın şöyle söyleyeyim; Uluslararası Atom Enerjisinin Uluslararası Atom Enerjisi’nin İran’daki tesislerde denetimi vardır. Hiçbir şekilde böyle bir şeye rastlamış değillerdir. Onların raporlarına göre de herhangi bir nükleer silah üretimi faaliyeti yoktur. Dolayısıyla bu iddialar tamamen asılsızdır. Fakat şunu söylemek istiyorum ki bizim nükleer programımız ve faaliyetlerimiz yerli faaliyettir. Bu tamamen bizim gençlerimizin ve bilim adamlarımızın ürünüdür. Onların yeteneğidir. Dolayısıyla yerli olan bir yetenek ve bilim bu şekilde yok olmaz. Her zaman devam eder.”
“Türk kardeşlerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz”
İsrail’in saldırılarına karşı İran’ın yanında yer alan Türkiye’ye teşekkür eden Muhammed Hasan Habibullah, sözlerini şöyle tamamladı;
“Biz Türkiye’deki bütün kardeşlerimize çeşitli düzeylerde eşitsiz ve zalim savaşta bizim yanımızda yer aldıklarından dolayı teşekkür ediyoruz. Biz şunu iyi biliyoruz, İran’da olduğu gibi Türkiye’de de zalim ve mazlum anlamı gerçekte önemlidir. Bu süre içerisinde Türkiye’de parlamento seviyesinde, kamuoyu seviyesinde ve sokaktaki halk dayanışma ve birlik mesajı verdiler. Birlik içerisinde oldular. Bu 2 milletin birbirine ne kadar yakın olduğunun göstergesidir. Dolayısıyla bu süre içerisinde bizimle dayanışma çerisinde olup bizi destekleyen Türk kardeşlerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz.
