Suriye Cumhurbaşkanı Başkanı Ahmet Eş- Şara ve SDG elebaşı Mazlum Abdi arasında anlaşma sağlanmış, SDG ise Suriye güvenliğini koruyacaklarına, toprak bütünlüğüne önem vererek çatışmaların sonlandıracaklarına ve sığınmacıların işgal edilen bölgelere geri dönmelerini kabul etmişti.İkilinin görüşmeleri sonrasında ise bölgenin seyrini değiştirecek yeni bir hamle daha meydana geldi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın Şam’ı ziyaret etti. İkili ilişkiler ve bölgedeki güncel gelişmeleri ele alınırken SDG’nin silah bırakarak Suriye Ordusu’na katılma kararı değerlendirildi.
TSK TARAFINDAN SURİYE ORDUSUNA KRİTİK DESTEK
Önümüzdeki hafta ise Milli Savunma Bakanlığı’ndan askeri bir heyet Suriye’ye gidecek ve Suriye ordusunda yapılacak yenilikleri ele alacak bir görüşme sağlanacağı öğrenilirken Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye ordusunun savunma ve güvenlik kapasitesinin artırılması için askeri eğitim vereceği, Suriye’nin savunma sanayisini yeniden geliştirmek için destek verilmesi ve Suriye ordusunun modern şekilde yapılandırılması için askeri danışman göndereceği belirtilirken ordudaki askeri eğitimin koordinasyonun da sağlanacağı öğrenildi.Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye'de atılacak yeni adımlara ilişkin Yeditepe Üniversitesi
Siyaset Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Furkan Kaya, Türk Alman Üniversitesi Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Enes Bayraklı, SETA Ortadoğu Suriye Araştırmacısı Ömer Özkızılcık, Savunma Sanayii Uzmanı Turan Oğuz, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş Haber7’ye kritik değerlendirmelerde bulundu.
FURKAN KAYA: HER ŞEY YENİ BAŞLIYOR
Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Furkan Kaya, Türkiye'nin Suriye'ye askeri destek vermesine ilişkin ise, “Türkiye'nin, Yeni Suriye'nin inşaatında her anlamda yanında olacağını ve terörün tamamen bu coğrafyadan temizlenmesi için de Türkiye'nin burada baş aktör olacaktır” yorumlarında bulundu.Kaya, Suriye'de SDG'nin silah bırakmasıyla aslında her şeyin yeni başladığını bildirerek: “Hem Türkiye'de PKK'nın silah bırakması Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısı sonrasında hem Kandil'den hem de Suriye'de SDG'nin Ahmet Eş Şara ile Cumhurbaşkanı'nın bir anlaşma imzalayarak Suriye ordusuna katılma kararına varmaları. PKK'nın ve SDG'nin 'silah bırakıyoruz' demesiyle her şey bitmiyor. Çünkü bundan sonraki süreçte Suriye ordusunda aylıkçılar, PKK'nın yeniden güçlenmesini isteyenler veya bu birleşmeyi istemeyenler çeşitli provokasyonlarda veya manipülasyonlarda bulunabilirler. Bunu hassasiyete takip etmek gerekiyor" şeklinde konuştu.Kaya Ahmet Eş Şara'ya darbe yapılma ihtimaline karşı Türkiye'nin bölgede önlem aldığına değinerek Türkiye'nin artık güvenliğinin Şam'dan ve Bağdat'tan başladığını söyledi.Kaya: "Bir kısım Ahmet Şara'yı yalnızlaştırmak ve ordu içerisinde bir darbe hazırlığı yapmak üzere hazırlık içerisinde olabileceği görüşü de konuşulmakta. Çok hassas bir süreç. Dolayısıyla burada önemli olan Türkiye'nin ifade ettiğimiz ve her zaman için bizim milli sınırlarımız belli ama savunma hatlarımız artık Şam'dan başlıyor, Bağdat'tan başlıyor. Suriye'nin istikrarı da Türkiye'nin milli güvencesinde önemli olduğu görülmektedir" belirtti."Türkiye'nin daha yakından Suriye'yi takip etmesi ve ordu içerisindeki yapılanmayı yakından takip etmesi gerektiğinin altını çizen Kaya: "Esad 4 senenin sonunda eğer bir hükümet kurulamazsa, yani istikrar sağlanamazsa, yeni bir kaos olursa, Esad'a bir hükümet kurdurup tekrar Şam'a getirme gibi niyetleri olanların da varlığı ifade ediliyor. Gerek İsrail, gerek İran, Suriye'nin kaotik veya bir anarşik yapıya doğru sürüklenmesi için de bazı manipülasyonlar yapıyorlar ama Türkiye'nin buradaki satranç hamleleri, bu aktörleri de köşeye sıkıştırarak, yine Suriye'de başarılı aktör olma misyonunu artık Türkiye göstermiş durumda" diye konuştu.Türk Alman Üniversitesi Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Enes Bayraklı, Suriye Ordusunun yeniden yapılanması gerektiğini söyleyerek: “Türkiye ile Suriye arasında özellikle Esad'ın devrilmesinden sonra işbirliğinin artması bekleniyordu. Suriye'deki güvenlik sektörünün yeniden yapılandırılmasında ve ticari ilişkilerde Türkiye ile Suriye'nin çok daha yoğun ilişkilere sahip olacaktır. Dolayısıyla Suriye Ordusu'nun baştan aşağı yeniden yapılanması gerekiyor. Suriye'deki eğitim, özellikle belki askeri eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması şart" dedi. Türkiye’nin Suriye’de bulunan üslerine ek olarak yeni üsler inşa edebileceğini belirten Bayraklı, şunları anlattı: “Üslerin modernize edilmesi gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin farklı bölgelerinde mevcut üslere ek olarak yeni üsler kurması söz konusu olabilir. Türkiye'nin savunma sanayi ürünlerin ihracatı artacaktır. Bu nedenle bazı sektörlerde ortak üretim söz konusu olabilir. Bütün bunlar Türkiye ile Suriye arasında, güvenlik alanındaki birçok farklı alanda işbirliği yapılabileceğini bize gösteriyor.” SETA Ortadoğu Suriye Araştırmacısı Ömer Özkızılcık: “Suriye Devleti kendi egemenliğini koruyabilecek bir devlet değil” diyerek: “Suriye kendi egemenliğinin korunma kapasitesine sahip olan bir devlet değil. Ellerindeki son stratejik sistemler ve imkânlar İsrail hava saldırısında imha edildi. Bu nedenle Türkiye burada Suriye'nin egemenliğini koruyacak, Suriye'de güvenlik yapısının, mimarisinin oluşturacak yegâne potansiyel aktör. Bölgede bunu yapabilecek yalnızca Amerika, İsrail, Türkiye var ancak Amerika ve İsrail söz konusu olmadığı için burada tek alternatif Türkiye” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE DIŞINDA BİR ÜLKEDEN YARDIM BEKLENMİYORTürkiye'nin askeri eğitim konusunda tecrübeli olduğunu belirten Özkızılcık: "Türkiye artık güvenlik ihtiyacına sahip olan ülkelere güvenlik ihracatı yapabilen bir Türkiye var ve Türkiye bu konuda bölgede Amerika Birleşik Devletleri'nin çıktığı ve destek vermediği ülkelerde alternatif olarak öne çıkıyor. Suriye Milli Ordusu’nun eğitilmesi konusunda ise,Türkiye'nin bu konuda çok büyük tecrübeleri var. Suriye Milli Ordusu, Libya, Somali, Katar, Kosovo, Afganistan gibi yerlerde ciddi tecrübesi var. Bu tecrübeye binaen Suriye'de de kapsamlı bir eğitim faaliyeti geliştirilebilecek" değerlendirmesini yaptı.Savunma Sanayii Uzmanı Turan Oğuz, Yeni Suriye Hükümeti’nin korunması ve devlet standartlarına ulaşabilmesi için kabiliyetli bir orduya ihtiyaç duyduğunu söyleyerek: “Suriye hükümetinin ordusu da şu anda kurulma aşamasında. SDG ile de bir anlaşma imzaladılar, Dürzilerle konuşuyorlar, Suriye’deki diğer farklı etnik kökenli gruplarla Suriye ordusu oluşma aşamasında. Suriye ordusu şu anda milis gücü kabiliyetinde dolayısıyla bir devlet kalitesinde, standardında bir şey oluşması lazım bu ülkenin ileride kendi kendini koruyabilmeleri şart” sözlerine yer verdi.Türkiye’ye zarar verecek terör gruplarının ülke içerisinde barınmaması için orduya ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Oğuz, Türkiye’nin güvenliği için Suriye’de güçlü ordunun oluşması gerektiğini aktararak: “Türkiye sürekli Suriye içerisinde kalmak istemiyor ama kendisini tehdit eden tüm unsurlar yok oluncaya kadar da çıkamaz” sözlerini kullandı.Suriye ordusunun eğitimi, ekipman ve standart sağlanması gerektiğinin altını çizerek: "Türkiye’deki askeri varlıkların, askeri unsurların. Dolayısıyla bu Türkiye bir adımı. Bunun için tabii muhtemelen Türkiye ile Suriye bir anlaşma yapıp Suriyeli bazı subay ve az subaylar Türkiye'deki Milli Savunma Üniversitesi'nde okuyacaklardır. Türkiye diğer ülkelerde de bunu yapıyor. Hem Afrika'da hem Asya'da hem işte Balkanlar'da. Gelip Türkiye'de okuyan çok sayıda öğrencimiz var bizim. Bir yandan bunları yaparken diğer yandan kıta yapısını düzenleyecektir” dedi.Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, bölgede Türkmenlere yönelik herhangi bir anlaşma yapılmadığını bildirerek: “Türkmenlerin kurmuş olduğu Suriye Milli Ordusunun kurtardığı yerlerin güvenliği artı. Suriye'nin kuzeyinde, Fırat'ın doğusunda devam eden yerlerin Kuzey bölgesi Türkiye sınırları 32 kilometrelik bölüm Suriye milli ordusu ile korunmaz ise yine ileride bu konuda PKK- YPG ile karşı karşıya kalabiliriz" sözlerini kaydetti.Şara'nın ayakta kalabilmesi için tamamen Türkiye'ye bağlı olduğunu belirten Karakuş, Suriye’ye Türkiye’den başka herhangi bir ülkenin askeri ve savunma alanında yardım edemeyeceğini söyledi.
