Suriye hükûmetinin resmî olarak Türkiye’den yardım talep etmesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bu ülkede üstleneceği yeni görevler için hazırlıklar başladı. Mehmetçik, Suriye’de terörle mücadeleye destek vermek ve Suriye ordusunun yeniden yapılandırılması sürecine katkı sağlamak amacıyla sahaya inecek.
Ankara’nın ilk hamlesi, Suriye’deki tüm gruplara “Aklınızı başınıza alın” uyarısında bulunmak oldu. Ardından Millî Savunma Bakanlığı, Suriye’nin savunma kapasitesini güçlendirmeye yönelik eğitim, danışmanlık ve teknik destek çalışmalarını başlattı.
Hedef: Siyasi birlik ve kalıcı barış
Türkiye’nin öncelikli hedefinin Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini desteklemek olduğunu belirten kaynaklar, bu sürecin bölgede kalıcı barışın sağlanmasına katkı sağlayacağını ifade etti. Ankara, geçmişte Somali ve Libya’da üstlendiği görevlerde olduğu gibi, Suriye ordusunun yeniden yapılanmasında da aktif rol alacak.
Türkiye ayrıca, YPG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusundaki gelişmeleri de yakından takip ediyor ve bu sürece doğrudan müdahil olmayı planlıyor.
Uluslararası hukuk bu süreci destekliyor
Türkiye Gazetesinde yer alan Yeşim Eraslan’ın haberinde, Suriye’nin Türkiye’den destek talebini değerlendiren uluslararası hukuk uzmanı Doç. Dr. Hakan Erkiner, bir devletin başka bir devletten güvenlik yardımı talep etmesinin uluslararası hukukta tanınan bir hak olduğuna dikkat çekti. Erkiner, “Bir devlet iç güvenliğini sağlamak için başka bir devletten yardım isteyebilir. Bu egemen bir haktır. Yardım talep edilen ülke bu çağrıya olumlu karşılık verebilir. Bu, iki egemen devlet arasındaki bir anlaşmadır ve üçüncü ülkeleri ilgilendirmez” dedi.
Türkiye güvenlik çemberi oluşturuyor
Türkiye’nin Suriye ile kurduğu güvenlik iş birliğinin, sadece Suriye’nin değil aynı zamanda Türkiye’nin güney sınır güvenliği açısından da kritik önemde olduğunu vurgulayan Erkiner, şunları kaydetti:
“Türkiye, kendisini bir güvenlik çemberi içine almaya mecbur kalmıştır. Bu stratejik bir zorunluluktur. ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ sorusunu yöneltenler, aslında Türkiye’nin güvenlik zaafı yaşamasını isteyenlerdir. Bu, tıpkı İsrail’in beklentisi gibidir.”
BM’nin 51. maddesine göre, bir ülkenin meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başka bir devletten destek almasının yasal olduğunu hatırlatan Erkiner, Türkiye’nin bu kapsamda Suriye ile yaptığı iş birliğinin Birleşmiş Milletler'e bildirilmesinin zorunlu olmadığını belirtti.
“Bu tür anlaşmalarda önceden izin alınması gerekmez, sadece bilgi paylaşımı olabilir. Anadolu ve Suriye tarih boyunca birbirinden uzak olmamıştır. Suriye’nin güvenliği, Türkiye’nin güvenliği anlamına gelir” ifadelerini kullandı.