TGB Bin Gönüllüyle Deprem Çalışmasında

DENİZ DOĞAN

WORLD TÜRK

 

TGB 2 BİN GÖNÜLLÜYLE DEPREM ÇALIŞMASINDA

 

Türkiye'yi etkileyen depremin ardından çalışmalar sürüyor. Türkiye Gençlik Birliği (TGB) depremin yaralarını sarmak için ilk günden beri hareket halindeydi. Deprem bölgesindeki yaraları sarmak için TGB’nin başlatmış olduğu “Deprem Gönüllüsü Ol” kampanyasına kısa sürede 2000 kişi katıldı.

 

 

TGB Genel Başkanı Kayahan Çetin, depremin ilk gününden itibaren başlayan seferberliği ve deprem komitesinin çalışmalarını anlattı:

 

“TGB olarak depremin ilk anından itibaren seferber olduk. Kurduğumuz deprem komitesiyle bölgeye gittik. Hızlıca deprem gönüllüleri çalışmasını başlattık. Kısa sürede binlerce başvuru geldi. Türkiye'nin dört bir yanından arkadaşlarımız gönüllü olmak için öne atıldılar. Telefonla bizleri aradılar, görev talep ettiler. Hiçbir koşul öne sürmediler. Yatacak yer, beslenme ve ısınma tabiri caizse umurlarında değildi. İlk olarak yardım kampanyası başlattık. Öğrenciler arasında dayanışma yaratarak, seferber edebileceğimiz herkesi seferber ederek 12 TIR gönderdik. Başta TGB Genel Sekreteri Samet Kunt olmak üzere bölgeye gittiler. İhtiyaçları tespit ettiler."

 

 

‘BİR YANDA GÖREVE ATILANLAR BİR YANDA ZARAR VERENLER’

 

Bölgedeki eksikliklerin durumunu değerlendiren Kayahan Çetin, bölgede ‘devlet yok’ diyenlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

 

“Eksikler var, çadır kent ihtiyaçları ve koşullar açısından anında bir sistem ve akış sağlanamadı. Ancak bu duruma karşı iki bakış açısı var: İlki, eksikleri gidermek için kolları sıvayan, devlet kurumlarının eş güdümüyle göreve atılmak isteyenler! İkincisi, eksikleri bahane ederek ikilik yaratmak, zarar vermek isteyenler var. Biz birinci yolu tercih ediyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlar da devlet görevlileri de, sahadaki herkes birinci istikamette hemfikir!”

 

 

‘BURADA SEFERBERLİK VE EŞ GÜDÜM VAR’

 

Bölgedeki yardım çalışmalarına dair büyük bir karalama yürüdüğünü söyleyen TGB Genel Başkanı, ‘devlet yok’ söylemlerinin yalnızca sosyal medyada yürüdüğünü belirtti:

 

“İkinci grup nerede derseniz onları yalnızca sosyal medyada görüyoruz. Sahada hiç karşılaşmadık. Herkes şu anda hataları, eksikleri nasıl kapatırız mücadelesi veriyor. Sosyal medyadaki ekip veryansın ediyor, enkazdan önce AK Partililer çıkarılıyormuş diyor. Oysa Hatay’a ilk intikal eden grup askerlerdi. Burada seferberlik ve eşgüdüm var. Bütün kışkırtma odağı aslında sosyal medyadan geliyor. Elini taşın altına koyanlar sahada, diğerleri sosyal medyada. Etkili oluyor mu derseniz hayır, olmuyorlar.”

 

 

EN DOĞRU YÖNTEM YURTLARI AÇMAK

 

“13 milyon insanımızın etkilendiği ve toplamda 1 milyona yakın öğrencinin mağdur olduğu bir olay yaşıyoruz. Deprem bölgesindekilerin eğitime devam etmelerinin yolu uzaktan eğitim. Bununla beraber insanlarımız çadır kentlerde kalıyor ama hava eksi 8 derece. Donmamak için gece boyunca suları açık bırakıyorlar. Salgın hastalık gündemde. Hal böyleyken temel ihtiyaçların karşılanabileceği seçenek bu yurtlar. Üstelik depremzedeler için öncelik var, hatta ilk olarak kontenjan açığı doldurulacak, önce 160 bin boş kontenjan sonra adım adım depremzedelere açılacak. Depremzede durumundaki öğrenciler yurtlardan gönderilmeyecek. Biz bu konuda TGB olarak depremden etkilenen öğrencilere muafiyet hakkı da mutlaka tanınmalı, önerisi yapıyoruz. Ayrıca otellerde barınmak ayrı bir maliyet ve ülkenin turizm gelirine ihtiyacı var, unutmayalım”

 

 

‘DEVLET DEĞİL SİZİN SİSTEMİNİZ ENKAZ ALTINDA KALDI’

 

Kayahan Çetin, ‘devlet enkaz altında kaldı’ söylemlerine de şöyle cevap verdi: “Bozguncular devlet enkaz altında kaldı dediler, ya. Biz yıkılan devlet değil sizin sisteminiz enkaz altında kaldı, diyoruz. Feveran eden vatandaşımız bile devlet nerede diyor. 1980'den beri devlet yıkıcılığı yapan propagandayla aslında bir sistem yıkıldı. Yükselen devletçiliktir! TOKİ binalarında da görüyoruz, feveran eden vatandaşın çağrısında da görüyoruz. Tek otorite olarak devlette de görüyoruz. Malzemeden çalanı engelleyecek tek mekanizmanın devlet denetimi olduğunu biliyoruz. Parolamız, devlet otoritesini güçlendirmek."

 

 

‘DEPREM GÖNÜLLÜSÜ OLMAK İÇİN ÖNE ATILDILAR’

 

TGB Genel Sekreteri Samet Kunt, deprem gönüllülüğü çalışmasını anlattı. TGB’nin depremin ilk gününden itibaren başlatılan seferberlik ile bölgeye yardım göndermeye başladığını söyleyen Kunt, TGB Deprem Komitesi’nin de çalışmalara katılmak üzere ilk gün deprem bölgesine ulaştığını belirtti.

 

“Depremin ilk anından itibaren hızlıca deprem gönüllüleri çalışmasını başlattık. Kısa sürede binlerce başvuru geldi. Türkiye'nin dört bir yanından arkadaşlarımız gönüllü olmak için öne atıldılar. Telefonla bizleri aradılar, görev talep ettiler. Hiçbir koşul öne sürmediler. Yatacak yer, beslenme ve ısınma tabiri caizse umurlarında değildi.”

 

 

‘UMUT TAŞIMAYA GİDİYORUZ’

 

Samet Kunt, gençlerin yardıma koşmak için büyük özveri gösterdiğini söyledi. Türk milletinin ihtiyacını karşılamak üzere fedakarca çalıştıklarını söyleyen Kunt, gönüllü çalışmasına giden gençleri şu şekilde anlattı:

 

“13 milyon vatandaşımızın yardıma ihtiyacı vardı ve Türk gençliği de üstüne ne düşüyorsa onu yapacaktı. Türkiye Gençlik Birliği olarak her zaman Türk gençliğinin erdemlerinden, ahlakından, vatanseverliğinden bahsettik. Bunun temelsiz bir şey olmadığı deprem meselesiyle de ortaya çıktı. İlk andan itibaren gençlik büyük bir özveriyle çalıştılar. Şu anda Afşin'de olan ekibimiz de çok disiplinli bir şekilde çalışıyor. Yaptıkları için çok gururlular. Gittikleri yere umut götürüyorlar. Bölgeye gitmeye hazırlanan arkadaşlarımız da aynı şekilde. Gittikleri yeri değiştirmeye, umut taşımaya gidiyorlar. Çadır kent başta olmak üzere çalışmalarda bize ihtiyaç kalmayana kadar alanda olmaya devam edeceğiz. Milletimizin ve devletimizin emrini bekleriz.” diyen Kunt, Türk gençliğine deprem gönüllüsü olması için çağrıda bulundu. “Bütün gönüllü arkadaşlarımıza bir kez daha çağrı yapıyoruz. Herkesin gitmesine ihtiyaç olacak. Daha fazla gönüllüye ihtiyaç olacak. Bu yüzden herkesi TGB’nin başlatmış olduğu ‘Deprem Bölgesinde Gönüllü Ol’ kampanyasına destek vermesini bekliyoruz.” ()